top of page
Henüz etiket yok.

SEARCH BY TAGS: 

RECENT POSTS: 

FOLLOW ME:

  • Twitter Clean Grey
  • Instagram Clean Grey

KUZEYE DOĞRU...

Yurtdışı seyahati denildiğinde genellikle akla ilk gelen yerlerden biridir Avrupa. Geçtiğimiz yaz Erasmus öğrencisi olarak İspanya’da 6 ay kadar kaldıktan sonra ailemle birlikte yapabileceğim bir Avrupa tatili üzerinde düşünürken başladı yurtdışı maceramız. Kendi arabamızla gezdiğimiz ve gönlümüzce şekillendirdiğimiz 3 haftalık Avrupa turundan aldığımız keyif bizi bu yaz yeni planlar yapmaya teşvik etti. İspanya ve İtalya’dan sonra bu yıl Fransa’yı keşfetmeye karar verdik. Arabamızla gitmeyi planladığımızı belirterek Fransa Konsolosluğuna vize talebinde bulunduk, fakat sonuç bizim için şaşırtıcıydı. Araba ile seyahatimizi onaylamayan Fransa Konsolosluğu vize başvurularımızı reddetti. Diğer Shengen ülkelerine yeniden başvuruda bulunmayı planlarken aklımıza vize işlemleri ile vakit kaybetmeden rahatça girebileceğimiz ülkelerden birine seyahat etmek geldi. Tecrübe edenler bilir, eksiksiz ve hatasız bir vize başvurusu zaman ve emek isteyen bir hazırlık sürecidir. Nasıl yapacağımızı düşünürken, babamın bize yeni bir ufuk açması ile tatil rotamızı batıdan kuzeye çevirmeye, Rusya’ya yolculuk etmeye karar verdik. Rusya’nın en popüler ve büyük şehirlerinden olan St. Petersburg, Moskova ve Kazan öncelikli olarak görmeyi planladığımız şehirlerdi. Tatilin devamına Rusya’ya gittikten sonra karar vermek niyeti ile esnek bir tatil planı yaptık kendimize. Turlara ve kalabalıklara bağımlı kalmadan “Kafa nereye, biz oraya!” mottosu ile tatile ayrı bir keyif katan bu esneklik yıllarca unutamayacağınız anılara imza atabiliyor bazen.

 
 

Biraz geçtiğimiz yıl Avrupa tatilinden edindiğimiz tecrübelerin verdiği rahatlıkla birazd cahil cesareti ile düştük yollara. Cahil cesareti diyorum çünkü Rusya’nın haber bültenlerine veya kitaplara yansıyan vitrinlik bilgiler dışında Rusya’da tursit olmak hakkında çokta bir fikrimiz yoktu aslında. Bizzat yaşayarak öğrenecektik ve bu da seyahatimizin en heyecanlı kısmı olacaktı şüphesiz.

Ramazan Bayramı’ndan hemen sonra İstanbul’dan Kazan’a uçarak başladı maceramız. Bu seyahati maceraya dönüştüren en büyük etkenler; çokta alışkın olmadığımız Kiril Alfabesi, neredeyse hiç İngilizce bilmeyen Ruslar ve oldukça zayıf olan “Turist Bilgilendirme Ofisleri” idi. Neyse ki okulda ikinci yabancı dil olarak aldığım ve dürüst olmak gerekirse sadece ders geçmek için çalıştığım Rusça dersi, çok başarılı bir şekilde konuşamasam da tatil boyunca çok işimize yaradı. Bütün bu etkenler negatifmiş gibi görünse de ilginç deneyimlerle seyahatimizi renklendirdiler.


bottom of page