top of page
Henüz etiket yok.

SEARCH BY TAGS: 

RECENT POSTS: 

FOLLOW ME:

  • Twitter Clean Grey
  • Instagram Clean Grey

RUSYA’NIN  CANLI MÜZESİ, KANALLAR ÜZERİNE KURULMUŞ BİR ŞEHİR : ST. PETERSBURG


Moskova ve Golden Ring bölgesini gezdikten sonra sıradaki durağımız St. Petersburg’du. Bu sefer Moskova yolculuğumuzdaki platzkart tecrübesinden sonra kapalı kabinde yolculuk etmeye karar verdik. Çat-pat Rusçamla, daha çokta beden dilimizle anlaşarak St. Petersburg’a kabin için tren bileti aldık. Kabine vardığımızda platzkarttan çok daha lüks bir ortamla karşılaştık. Yataklarımızın üzerinde yastık, çarşaf ve yorganlarımızla birlikte havlularımız, iki yatağın arasında bulunan minik masanın üzerinde gazete ve dergiler ve içerisinde süt, yoğurt, sandviç, su, şekerleme, bisküvi, gofret ve kek bulunan yiyecek paketlerimiz vardı. Bir müddet kabini inceleyip, ailecek muhabbet ettikten sonra yataklarımızı yaptıktan sonra uyuyarak yolculuğumuza devam ettik.

Sabah St. Petersburg’a vardığımızda bol rüzgârlı serin bir hava karşıladı bizi. Türkiye’nin ilkbaharını anımsatan Rusya’nın yaz mevsimi, St. Petersburg’da daha çok sonbaharı andırıyordu. Şehrin en büyük ve hareketli caddesi olan Nevsky Caddesi üzerinde bir otelde kalmaya karar verdikten sonra Saray Meydanı başta olmak üzere şehri keşfetmeye başladık. Seyahatimizin meşhur “Beyaz Gece”lere denk gelmesi St. Petersburg’a ayrı bir güzellik kattı. Güneş battıktan sonra saatin oldukça ilerlemesine rağmen bir türlü kararmayan gökyüzü neredeyse gece yarısına doğru koyu bir renge bürünüyor. Aydınlık gökyüzünden olsa gerek St. Petersburg’da geceler oldukça uzun, Nevsky Caddesi’ndeki hareketlilik geç saatlere kadar devam ediyor. Özellikle Cumartesi gecesi St. Petersburg’a kadar gidilmişken kesinlikle görülmesi gerekenler arasında. İlginç kostümleriyle etrafta dolaşanlar ve özellikle Saray Meydanı’nda arabalarından yüksek ses müzik açarak grup grup dans eden insanlar ve sokak sanatçıları ile vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyor insan.

Neva Nehri üzerinde 42 adacık ve 93 kanal üzerine kurulan bu şehir, Rusya’nın Venedik’i gibi. Şehirle bütünleşen büyüklü küçüklü kanallarda düzenlenen turlar şehri farklı açıdan görmenizi sağlıyor. Yarım daire şeklindeki Saray Meydan’ını Kışlık Sarayı ve Bakanlık binaları çevreliyor. Kışlık Sarayı’nın bir bölümünü oluşturan Ermitaj Müzesi’nde geçmişten günümüze yaklaşık 3 milyon sanat eseri bulunmaktadır. Dünyanın en büyük koleksiyonuna sahip olan bu müze, Guinness rekorlarında yer edinmiştir. Birbirinden farklı onlarca müzeleri, kilise ve sarayları gördükçe St. Petersburg’a neden “Canlı Müze” denildiğini daha iyi anladım.


St. Petersburg’da ki ilginç binalardan biri de “Kitap Evi” olarak bilinen, Singer House. Nevsky Prospekti üzerinde bir caddenin köşesinde yer alan ve dış cephesi ile dikkat çeken Singer House; Singer Firmasının St. Petersburg’da görkemli bir gökdelen inşa etme hayali ile başlamış fakat saraydan yüksek bina yapmak yasaklandığı için planlandığı gibi tamamlanamamış ve bir yayın evine verildikten sonra zamanla şehrin en büyük kitapevlerinden birisi haline gelmiş. Bununla birlikte dünyanın en büyük kubbelerinden birine sahip olan St. Isaac Katedrali de St. Petersburg’un en önemli yapılarından biri. 100 kg saf altınla kaplı kubbesine çıkarak şehri birde yükseklerden izleyebilirsiniz. St. Petersburg’da en göz alıcı bina bence Kanlı Kilise. Soğan kubbeleri ve rengârenk mozaiklerle döşenmiş dış cephesi ile Moskova’daki Aziz Vasislin Katedrali kadar görkemli duruyor. Bunlarla birlikte Kazan Katedrali, Peterhof Yazlık Sarayı, Peter ve Paul Kalesi bu şehirde görülesi yerler arasında.





St. Petersburg’da planladığımız süreyi doldurup eve dönerken hiç beklemediğim bir şekilde çabuk alıştığım Rusya’yı özleyeceğime dair bir his uyandı içimde. Herbir şehri ile farklı duygular uyandıran Rusya, bizim için bir son dakika planı olmasına rağmen oldukça keyifli ve renkli bir seyahatti. İlk kez gittiğim her ülkede ve tanıştığım her yeni kültürde birbirinden farklı tecrübeler ve unutulmaz hatıralar biriktirdim. Ve bir yenisini tecrübe edene kadar Rusya yurt dışı seyahatlerimizin “en”leri arasında yer alacak şüphesiz.







bottom of page